EYVAH okullar açılıyor, İstanbul ilinde yaklaşık dört milyon öğrenci bulunuyor. Finlandiya’nın nüfusu beş milyon, İsveç’in nüfusu on milyon iken, diyebiliriz ki İstanbul’da neredeyse bir ülke nüfusu kadar öğrenci var. Öğrencilerin trafik kadar ekonomiye katkıları da su götürmez. Öğrenci servisleri de tam bu ikisinin kesişiminde yer alıyor. İstanbul trafiğinde kayıtlı 50 bin servisten 15 bini okul servisi. 2017 -2018 Eğitim öğretim yılında, öğrenci servislerine ödenen ücretler ise 0-1 km arası 190 TL’den başlayıp, 23-25 km arası 475 TL’ye kadar uzanmakta. Mikro düzeyde ailelerin cebinden çıkan paraları siz hesap edin. Makro düzeyde ekonomideki payları ayrı bir konu.
Öğrenci servislerine ev kirası gibi ücretler ödeniyor. Özellikle birden fazla öğrenci okutan aileler için servis ücretleri büyük külfet. En kısa mesafede bile inanılmaz ücretler talep ediliyor. İstanbul Büyük Şehir Belediye’sinin raporuna göre, İstanbul’da 2016 yılında kayıtlı servis sayısı 50 bin, bunların yaklaşık 15 bini okul servisi. İETT aylık öğrenci İstanbul kart 2017-2018 eğitim öğretim yılında 80 TL’den 85 TL’ye belirlendi. Ayda 85 TL ödeyip bir öğrencinin aylık ulaşım ücreti karşılanması yerine neden aileler yüksek ücretler ödeyip okul servislerini tercih etmekte. Güvenlik için deseniz yollarda görüyorsunuzdur, en kötü araç kullananların başında okul servisleri geliyor.
Öğrenciler sabahın kör vakti yollara düşüp, gecenin karanlığında yorgun argın evlerine dönüyorlar. Fedakar anne babalar ellerindeki avuçlarındakini servislere ödüyorlar, çocukları daha az yorulsun diye. Çocuklarının iyi bir eğitim alması için her tür fedakarlığa katlanıyor, anne babalar. Daha iyi bir toplu taşıma hizmeti hem trafik için hem de aile bütçeleri için iyi bir çözüm gibi gözükmekte. Özellikle okul saatlerini dikkate alarak otobüs seferlerini artırmak öğrencilerin ulaşımda toplu taşımayı tercih etmesini teşvik edebilir.
Tam bu noktada, çocuklarını sadece daha rahat etmesi için okul servisi ile gönderen anne babalar, Sabahattin Ali’nin “İçimizdeki Şeytan” romanını okusunlar. Romanda üşengeçlik denen şeytanın çocuklukta ilk tohumlarını nasıl atıp, insanın tüm yaşamına nasıl nüfuz ettiği öyle güzel anlatılmış ki okuyunca rahata, üşengeçliğe bakışınız değişecektir. Çocuklarınızı bu kadar konfora alıştırarak onlara iyilik mi yoksa kötülük mü ediyoruz diye tekrar düşünürsünüz belki. Toplu taşıma araçlarının daha yaygın kullanılması için İstanbul Büyük Şehir Belediyesi okul çıkış saatlerinde yetersiz kalan seferlerini okullara ve kampüslere yakın duraklarda artırabilir.